Forex piyasasında çok güçlü bir analiz bilgisine sahip olabilirsin. Mükemmel sinyalleri tespit edebilir, teknik ve temel analizde ustalaşabilirsin. Ama eğer risk yönetimini ihmal ediyorsan, tüm bu bilgiler sadece geçici başarılar getirir. Gerçek kazanç ise yalnızca sürdürülebilirlikten doğar. Sürdürülebilirliğin temeli ise risk yönetimidir.
1. Neden Herkes Risk Yönetimini Geri Plana Atar?
Çünkü çoğu yatırımcı piyasaya umutla girer, planla değil. İlk kazançlar geldiğinde kendini yenilmez hisseder, stop-loss kullanmaz. “Bu sefer farklı olacak” düşüncesiyle pozisyonlar açılır. Kayıp yaşandığında ise kayıpları telafi etmek için lot büyütülür, zararlar derinleşir.
Oysa profesyonel yatırımcılar her zaman ilk önce risk hesabını yapar. Bir pozisyona ne kadar kazanırım değil, “bu işlemi kaybedersem ne olur?” sorusuyla yaklaşırlar.
2. Pozisyon Büyüklüğü: Yatırımcının Bilinç Kartviziti
Hangi yatırımcıyı ciddiye almalısın? Sinyal bulduğunda heyecanla tüm sermayesini pozisyona basan mı, yoksa önce zarar durumunu hesaplayıp ardından işlem açan mı?
Profesyonel yatırımcılar pozisyon büyüklüğünü her zaman sermayelerine göre belirler. En yaygın kural, tek bir işlemde sermayenin %1’inden fazlasını riske atmamaktır. Bu küçük görünse de uzun vadeli kazançların temelidir.
Örnek: 10.000 USD’lik bir hesapta, tek işlemde maksimum zarar limiti 100 USD olmalıdır. Stop-loss buna göre belirlenmeli, lot miktarı buna göre ayarlanmalıdır.
3. Stop-Loss: Zayıflık Değil, Bilgelik Göstergesidir
Birçok yatırımcı hâlâ stop-loss kullanmayı zayıflık sanıyor. Gerçekte ise bu, en büyük yatırımcı disiplinidir. Çünkü stop koymak demek, “yanılabileceğimi kabul ediyorum” demektir. Bu bir teslimiyet değil, kontrollü risk anlamına gelir.
İşin sırrı, stop-loss’u rastgele değil, teknik seviyelere göre yerleştirmekte. Destek-direnç bölgeleri, ortalamalar, formasyonlar… Tüm bunlar, doğru yerden çıkmanın ipuçlarını verir.
4. Kaldıraç: Dost mu Düşman mı?
Forex’in en cazip ama aynı zamanda en tehlikeli yönlerinden biri kaldıraçtır. Küçük bir hareketle büyük kazançlar elde etmek mümkündür. Ancak unutulmamalı: Kaldıraç, kazancı büyüttüğü kadar zararı da büyütür.
Birçok yatırımcı, yüksek kaldıraç kullanarak kısa sürede büyüme hayaline kapılır. Bu, çoğu zaman hesabın ani çöküşüyle sonuçlanır. Gerçek yatırımcı, kaldıraç oranını bilinçli ve stratejiye uygun şekilde seçer.
5. Risk Kontrolü = Duyguların Kontrolü
Risk yönetimi, sadece sayısal hesaplama değildir. Asıl değeri, yatırımcının duygularına hâkim olmasını sağlamasında yatar. Çünkü zarar etme korkusu, açgözlülük, panik gibi duygular, çoğunlukla kontrolsüz risk alma sonucudur.
Riskini bilen yatırımcı, işlemlerini daha sakin yapar. Zarar etse bile “maksimum ne kaybederim” sorusunun cevabına sahip olduğu için panik yapmaz, telafi peşine düşmez.
Risk Yönetimi Yoksa Kazanç Şans Eseridir
Bir strateji, içinde risk kontrolü yoksa çalışmaz. Geçici kazançlar sağlayabilir ama sürdürülebilirlik getirmez. Forex’te kalıcı olmak, riskleri tanımakla başlar. Çünkü bu piyasa, sadece bilgiye değil, disipline de ödül verir.
Kazanç tesadüf olabilir. Ama uzun vadeli başarı, ancak riskini bilen yatırımcının işidir.